top of page

İÇKİMSE’ye Mektuplar

Canım İçkimse’m,

Çocukluğum, gençliğim, ergenliğim, kadınlığım, anneliğim, tüm yüklerimin; beceriksizliğimin, zayıflığımın, öfkeli halimin, ezikmiş halimin, utanmış halimin, korkmuş halimin, tepkisiz kalmış, donmuş halimin, üzülmüş, yere bir omuz halimin, ifadesiz halimin, yalvaran, zayıf, hassas halimin taşıyıcısı Canım İçkimse’m.

Yorgunsun di mi? Çöktüğünü görüyorum. Başıboş bağırıyorsun ve duyulmadığını hissediyorsun di mi? Duvarların ardında, karanlıkta, hapis kalmış gibi hissediyorsun. Savaşmış, bazen kazanmış, bazen tüm gayretine rağmen ellerin boş kalmış gibi hissediyorsun di mi? Sıkışıp kaldın orada yıllardır. Belki asırlardır.

Kim bakabilir bu günlerde insanın kendine ne ettiğine? Korkmanın normal olduğu bir sürü olaya şahit oldun küçük ve savunmasızken. İçine döndüğün yerde güvensiz, korunmasız hissederken güven duygusu yaymak mümkün olabilir mi?

Yine de ayakta kaldın. Sağlıklı kaldın. Yaşamaya devam etmeyi, kendi söküğünü dikmeyi, aç karnını bir şekilde doyurmayı öğrendin. Gizledin korktuğunu. Herkesin yardıma ihtiyacı varken sorun çıkarmak, bencillik etmek istemedin. Kendim hallederim dedin. Neyle karşılaşacağını

bilememek seni susturmuş olabilir mi? Belki ağlamaya, kızmaya, üzülmeye, korkmaya ve sonra şefkati kollar tarafından sarılmayı ihtiyacın vardı. Nasıl yapıldığını hiç görmediğin bir şeyi kendine yapamaman normal değil mi?

Yine de üstesinden geldin. Bazen haksızlığa uğradın. Bağırıp isyan etmeye ihtiyacın vardı. Yuttun di mi? İçine attın. Bazen görünmez olduğunu düşündüğünü biliyorum. Onca sevgisizliğe çok sabrettin. İçini gösteremediğin bir kimsesizlik. Yalnızlık ve acı. Herkes sanki çok yabancı. Hal böyleyken kendinden uzaklaşmak normal değil mi?

Yine de yürümeye devam ettin. Kararlar aldın, işler başardın. Merak ettin, becerdin, saptın. Kendi sınırlarında korkunun müsaade ettiği kadar denedin. Aldığın sorumlulukların altında ezildin belki. Yaşamını güzelleştirmek için paylaşmak istedin. Belki beklentileri karşılayamadın ve yargılandın. İstemediğin şeyleri de yapmak zorunda kaldın, istikrar ve düzeni uğruna. Bazen senin beklentilerin karşılanmadı. Hayal kırıklığına uğradın.

Bazen vuruldun, yaralandın, ihanete uğradın, sırttan bıçaklandın, verilen sözler tutulmadı, bazen kandırıldın. Bazı şeyleri sürdürüp, bazı şeyleri bırakmak zorunda kaldın. Bıraktıklarının yasını tutmaya zamanın olmadı bazen. Üzülmeye vaktin olmadı. Yalvarsan da gittiler bazen, elinden bir şey gelmedi. Kabullenmekte zorlandın. Öldüler bazen. Değiştiremeyeceğin kayıpların oldu. Yürümeye devam ettin, dağılarak ciğerlerini. Kaza yaptın, hastalandın, kendine bakacak paran olmadı bazen. Yılmadın. Ayaklandın. Kaçıp gitmek istedin. Nereye gitsen seninle geldiler. İnsan kaçamıyor di mi kendinden. Hele de yaratanından. Sonra da suçluluktan geberiyor di mi?

Dengesi bozuluyor. Duygularını zamanında yaşayamadıkça, olmadık anda en yakınını yaralar insan istemeden. En incitmek istemediğini incitir. Pamuklara sarmak istediklerine bir bakmışsın çamur atmışsın. Sonra yine suçluluktan gebermek di mi? Çıkmaz, akıl almaz, gönül kaldırmaz oluyor. Bir noktada pes edince, her haline üzülünce, içinden taşanların artık hayatı boğduğunu gördükçe izin vermeye başlıyor insan kendine. Azcık izin verince, hassasiyetini, yorgunluğunu, acısını, masumiyetini, ihtiyaçlarını anladıkça duvarlar incelmeye başlıyor. İnsan içinde başka bir “ben” olduğunu keşfediyor.

Merhaba içimse. Merhaba Gülçin’im. Seni görüyorum. Artık buradayım. Seni duyuyorum, hissediyorum, anlamak, yardım etmek istiyorum. Hadi biraz yük bırakalım ne dersin? Dinlenmek ister misin? Ya da sessizliği delelim mi bir gün çığlığımızla? Oturup ağlayalım bir gün. Olana, olmayana, gidene, nefret edene, sevene, sevilmeyene. Vicdanımız yerinde. Kalbimiz yuvasında. Nefesimiz ruhumuzla, hala burada.

Bugüne kadar seni kilitlediğim için özür dilerim. Zamanında sana yakınlaşamadığım için özür dilerim. Dışarda aradıkça senden gittiğimi bilemedim. Artık buradayım Sevgilim. Sen de burdasın. İçimdesin ve özgürsün. Seni her koşulda dinlemeyi, hissetmeye niyet ediyorum. İhtiyaçlarını görmezden gelmeyeceğime söz veriyorum. Aşkla çılgınlaşsan yargılayıcı olmamaya, şefkatle destek vermeye gayret edeceğim. Sana izin vereceğim.

Ve biz buluştuk, kaynaşacağız. Yakın olacağız. İşbirliği yapabiliriz. Seni rahatlatmak ve dinlendirmek için elimden geleni yapacağım. Sonra birlikte hayatımız ve sevdiklerimiz için elimizden geleni yaparız. Zaman konusunda anlayış diliyorum. Seni her an hatırlamaya niyet ediyorum. Güçlenip işleri devralmak, sonra paylaşıp bir olmak için, “seviyorum” diyerek başlıyorum. Yolumuz ışık olsun.


ree

 
 
 

Yorumlar


bottom of page